5 Ağustos 2013 Pazartesi

İlk Merhaba

Bundan 3 sene önceydi. 2010un Ramazan ayıydı. Ağustosun ortasıydı ve iftara yaklaşan saatle birlikte bir hazırlığa koyulmuştum. Babamla birlikte kaldığımız için 2 kişilik pratik bir şeyler yapmayı düşündüm. En kolayı tavuk ve pilavın uyumuydu, bende öyle yaptım. Tavuğu kızartmaya başladım, sonra kapı çaldı ve babam misafirimiz olduğunu söyledi. Evimiz giriş katındaydı ve kapımız buğulu cam üzerine demir sıraların olduğu bir kapıydı.Aynen şöyleydi işte:

KAPININ RESMİ


 Ben aslında kapıda sadece babamı görmüştüm ama kapıyı açmasın diye de bir yandan bi dakkaa, geliyoruummm diyordum ki içimden de söyleniyordum. Davetsiz misafir nerden çıktı şimdi, ne yediricem ben iftarda, doğru düzgün bir şeylerde hazırlamadım. Ben söylene söylene giderken babam kapıyı açtı, babamdan önce içeriye siyah-beyaz, çelimsiz ama tertemiz yavru bir kedicik giriverdi hemen. Miyavvv miyaavvvv, meeooowwwwww, meooooowwwwww, açımmmm bennnnn diyordu kendi dilinde. O kadar sevimliydi ki, hiç kedi sevmeyen birisi bile sevebilirdi bence onu. Gözlerinin tam ortasından başlayan siyah bir ters üçgeni vardı tıpkı şuna benziyordu:


KURİNİN YÜZÜNÜN RESMİ



Kızarttığım tavukları ona verecektim elbet ama çok sıcaklardı, soğumaları gerekiyordu fakat bizim ufaklığın beklemeye hiç tahammülü yok gibiydi. Meooooww.. meoowww.. Duracak gibi değildi bende birkaç parça tavuğu buzdolabına koydum ve onunla birlikte buzdolabının başında sabırsızlıkla soğumasını bekledik. Bir dakika ancak dayanabilmişti yaramaz, bir o yana bir bu yana koşturup aranıp duruyordu.

Öyle çok seviyordum ki seni aklımı kaybedebilirdim.  Kurin'li renkler seçerdim kendime mesela, gözleri yeşil olurdu yüreği beyaz. Yeşil gözlerinle bakışını özledim. 

İnsanlar duymazdan gelir sizi bazen, günler başkalarına göre bir diğerine benzerken size göre her gün farklı olur diğerinden. Çünk kedisi olan bir insanın asla bir günü diğerine benzemez.  Kedi merakı denilen şey vardır o sevimli tüy yumaklarında. Kedi merakı dediğim şeyi de ancak kedi besleyenler bilir.

Kurin ben ne zaman tuvalete gitsem kapıy kapatmama müsaade etmezdi. İllaki gelecek ve kucağıma oturacak. Tuvaletin kapısını açana kadar miyavlar dururdu, ağlardı resmen. bense ona hiç dayanamaz hemen alırdım içeri. Başlarda bana da garip gelmişti ama.